RÖPORTAJ: ALEV DOĞAN
İnşaat sektörü, özellikle AKP iktidarı ile artan iş cinayetlerinin en çok yaşandığı sektörlerin başında geliyor. Neredeyse her gün bir iş cinayetinin gerçekleştiği sektörde, işçiler son derece kötü koşullarda yaşamak zorunda bırakılarak, çoğu zaman maaşlarını alamadan çalışıyorlar.
Ancak inşaat sektöründe bu gidişe dur diyenler de var. Örnek mi?
2013 yılında İnşaat ve Yapı İşçileri Derneği’nde yan yana gelen inşaat işçileri, 4 yıllık mücadele deneyiminin ardından, sendikalaşma sürecinin içine girdiler ve geçtiğimiz günlerde İnşaat ve Yapı İşçileri Sendikası’nın (İyi-Sen) kuruluşunu bir basın toplantısı ile ilan ettiler.
Biz de, ABC Gazetesi olarak, İyi-Sen yönetim kurulu üyesi Ali Öztutan’a mikrofonu uzattık ve inşaat işçisinin mücadelesinden, sendikadan ve hedeflerinden konuştuk
İyi-Sen, uzunca bir süre dernek olarak faaliyet gösterdikten sonra sendikalaşma sürecine girdi…Bu kararı almaya sizleri iten nedenleri anlatabilir misiniz?
Derneğin temel kuruluş amacı ile sendikamızın temel kuruluş amacı esasta aynı. Bu amacı biraz açarsak şöyle özetleyebilirim. Hem ücretli köleliğe, sermaye düzenine son vermek gibi tarihsel amacımız hem de inşaat sektöründe karşılaştığımız güncel problemler olan sömürüye, ücretlerinin ödenmemesine, sigorta primlerinin eksik yatırılmasına, sağlıklı beslenme ve barınma ihtiyaçlarının karşılanmamasına, işçi cinayetlerine ve kazalarına karşı mücadele etmek için bu sürece girdik.
2013 yılında bir elin parmağının geçmeyecek sayıda inşaat işçisi bu amaçla yan yana gelip İnşaat ve Yapı İşçileri Derneğini kurdu. Bu dört yıl içerisinde derneğimiz onlarca şantiyede inşaat işçilerin sözü, eylemi, örgütlü gücü oldu. Birçok şantiyede aç gözlü patronların hak gasplarına karşı işçilerle birlikte mücadele edip birçok kazanım elde ettik. Dört yıldır elde ettiğimiz deneyim, birikim ve örgütlülükten sonra inşaat sektöründe sendikal alanda mücadele etme kararı aldık.
İyi-Sen’in hedefleri ve planları nelerdir? İyi-Sen’i bir ‘sınıf sendikası’ olarak tanımlayabilir miyiz?
Sendikamızın kuruluşuyla birlikte başlattığımız bir çalışma var. Tüm şantiyelerde sendikamızın kuruluşunu duyurusunu yapıp ziyaretlerde bulunuyoruz, işçi koğuşlarında toplantılar gerçekleştiriyoruz. Öncelikli hedefimiz inşaat işçisinin karşılaştığı problemlere karşı örgütlü mücadeleyi büyütmek.
Sendikamız tüm işçilerin kurtuluşunu işçilerin iktidarında görüyor. Ücretli kölelik sona ermeden ne inşaat işçilerin ne de sınıfın diğer bölmelerinin sorunlarının çözülmesi ve kurtuluşu mümkün değil. Sendikamız yalnızca işçilerinin güncel çıkarlarını değil aynı zamanda tarihsel çıkarlarını da mücadelesinin bayrağına yazmıştır.
İnşaat işçisinin sendikaya tepkisi, yaklaşımı nasıl oldu?
Türkiye işçi sınıfın en örgütsüz bölmesini oluşturan inşaat işçileri içinde sendikamızın kuruluşu kısa sürede aldığımız tepkilerden heyecan ve umut yarattığını söyleyebilirim. Bizi arayan ya da gerçekleştirdiğimiz şantiye ziyaretlerde bunun karşılığını alıyoruz birçok arkadaşımız şaka yoluyla fikirlerini çaldığımız onların da işçilerin birlik olup mücadele etmesi gerektiğini düşündüklerini söylüyor. Bu önemli, bu umudu ve heyecanı sürekli kılmamız gerekiyor. Önümüzdeki görevler ve hedefler belli, inşaat işçisinin kaderi sömürülmek ve çalıştığı şantiyede yaşamını yitirmek olamaz.
Sınıfın parçalanmış yapısını inşaat sektöründe de görüyor muyuz?
Sermaye sınıfın yılardır emekçilerin birlikteliğini parçalamak için ördüğü ulusal ve mezhepsel ayrım inşaat sektöründe de karşımıza çıkıyor. Hangi ulustan veya mezhepten olursa olsun patronlar kendi karları için ortak projelere girip işçilerin emeğini gasp ediyor. Bizler kendi çıkarlarımız için yan yana gelince bizim ulusal ve mezhepsel ayrımlarımızı kaşıyıp birliğimizi bozmaya çalışıyor. Bu engeli aşmanın formülü işçi sınıfın çıkarlarını ön plana çıkartan bir örgütlülükten geçiyor. Sendikamız bu birliği sağlayacak yegane örgütlülüktür.
İş cinayetlerinin en çok yaşandığı alanların başında geliyor inşaat sektörü, bununla nasıl mücadele edilir?
Hükümet dört ay önce 3. Havalimanında eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezinoğlu’nun katılımıyla ‘’Hedef Sıfır Kaza’’ kampanya başlattı. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisinin açıkladığı rapora göre geçen sürede 753 işçi can vermiş bunun 167’si ise inşaat işçisi her gün 6 işçi yaşamını yitirmiş.
Açıkçası başlatılan kampanyadan umutlu değildik. Çünkü hükümetin yaşanan işçi cinayetlerine yaklaşımını biliyoruz. Birçok işçi katliamında bizzat Cumhurbaşkanı tarafından işçilerin ölümünü kader ve fıtrat olarak değerlendirildiğine hatta kimi zaman Hükümet temsilcilerinin iş cinayetlerini güzel ölüm olarak değerlendirdiklerine şahit olduk.
İş cinayetleri sermayenin kar hırsından kaynaklanıyor. Sermaye için iş güvenliği ve işçi sağlığı bir maliyet, sermaye kendi çıkarı için işçinin yaşamını hiçe sayıyor. Siyasi iktidar da buna çanak tutuyor. Buradan çıkış işçilerin örgütlülüğünden geçer özellikle inşaat işçisi her şey bir kenara yalnızca ölmemek veya yaralanmamak için örgütlü mücadele etmek zorunda.
Kaynak: ABC gazetesi